Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İÇTEN DIŞTAN

Resim
Kimine gönül gül damlası, Kimine gönül kül damlası, Uzak yakın ayırmadan; İçten içe kul yanması. Huzur deniz renginde, Hüzünler kış yalnızlığı, Güle tohum kül denginde. İçten dışa gönül kanması. Şehir uzak, bahar uzak, sıla uzak; Sevince şeytan kurdu tuzak, Dua kalpten olmayınca, bak. Dıştan içe huzur sanması. Kara yollar gelmeyince hasrete, Yıllar sonra aynı sükût içimde; Bölünse de yıllar, aylar ve günlere, Dıştan dışa viran anması. HASAN AKBAL Posted via Blogaway

BURASI ÇORUM

Resim
Çorum'dan bir örnek. "Herkes kapısının önünü temizlerse tüm mahalle temiz olur." sözü hala yaşıyor. Fotoğrafı habersiz çektim. Kendisinden izin alarak paylaşıyorum. Bizim memleketimiz, burası Anadolu, burası Çorum... Posted via Blogaway

YÜREĞİMİZ YANDI ŞEHİDİM

Resim
Acılar yüreğimizde ur gibi büyürken vatanımıza bağlılığımız daha da sımsıkı…   En son, diyorum; son olsun, diye… İnşallah son olacak. 10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul Beşiktaş’ta meydana gelen patlama edinilen bilgilere göre 40 şehidimiz ve 166 yaralı vatandaşımız var. Rabbim Şehitlerimize rahmeti ile muamele etsin. Ailelerine sabırlar diliyorum başımız sağ olsun. Yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Üniversitede beraber okuduğum birçok arkadaşım mezun olduktan sonra polis olmaya karar verdiler. Mesleklerini yaparken çok mutlu olduklarını da gördüm. Çünkü vatanını sevmeyenin bu mesleği yapamayacağına inanıyorum. Şehit olan polislerden bir tanesi ama yüreğimi söküp aldı haberi… Şehidim, Kardeşim HASAN BİLGİN. Beraber aynı sofrada oturup yemek yedik, çay içtik. Bülent Ecevit Üniversitesi’nde Şiir Kulübü’nde beraber çalıştık. Şiirler okuduk... Tüm şehitlerimiz ve polis ve asker memurlarımız bizim kardeşimiz. Ben Hasan Bilgin’i yakinen tanıyorum. Hal böyle olunca da haberi aldı

Bir Sevda Bekliyorum

Resim
Yağmurlu şehirden sana sesleniyorum, uzaklarda olmak bahane değil; görebiliyorum… Bulutlar söyler türkümüzü her akşam. Saçlarım senin gözyaşlarınla ıslanır, ellerinle kurulanır; kalbim bir gök gürültüsü kadar kükrer sensizliğe… Sen ise uzakta sanma kendini, gündüz güneşle görüyorum; gece ay ve yıldızlarla izliyorum seni. Varlığının hayali tamam da, ya gerçek; ya gerçekten öylemi bu dünya… Bu sokaklarda ellerim üşüyerek dolaşıyorum. Bu tenha şehir, Bu ıssız deniz… Kaptanını kaybetmiş vapur limanda çırpınıyor… Gördün mü, Fener'de tavla oynayan ihtiyarı? Karşısında gölgesi sevğilim diye konuşuyor. Yıllar sonra bu şehre kış gelmiş, Bu çay çoook soğuk, ellerim üşüyor… Kalemimin mürekkebi donmuş… Her şey şiir olmuyor mesela, Çoğu zaman kalem yazmıyor. İnsanın içi acıyor, Üzülüyor, başkaları olunca hele; başka canlar dokununca yüreğe, mesela sen gibi… Bütün planlar değişiyor, kimine zulüm gibi gelirken dakikalar kimine yetmiyor bile… Bir gazeteci soruyor, nerede kaldı yaz günlerin diye…

Küçük Bir Not: O Nedir, Biliyor Musun?

Resim
Bizim için değerlidir. Baş köşeye yerleştiririz onu. Tekrar tekrar planlarız zihnimizde, onun için doğru yer neresi diye? Çok sevdiğimizden ona hiç dokunmayız bile. Yanında değilken hep kavuşma hayalini kurarız. Özlediğimiz için içtenlikten nefes alarak yaklaşırız ona. İlk başta dokunmayız heyecandan. İpek mendillerle alırız tozunu, eğer kirlendiğini düşünüyorsak. Öyle saygı duyarız ki, odamızın en yüksek yerinde tutarız. Kimsenin dokunmasına izin vermeyiz. O bizimdir. Muazzam işlenmiş örtülerin üzerine koyarız, sunarken birilerinin arzusuna. Ne eleştiririz ne de düşündüğümüzden farklı cümle kullandırırız onun için. Onu düşünürken dahi içten nefes alırız. Hayatın bütün sıkıntılarını, derdini, kederini onunla ilgi hayal kurarken unuturuz. Onun hayaliyle öyle dalarız ki başka âlemlere, bulunduğumuz çağdan bin yıllar sonrasına bile gideriz. Onun hicranından yakınırız ne kadar yanımızda olursa olsun. Mesela deriz ki ‘bu kalabalık toplum içerisinde yalnızım'. Bazen bir kafede çay içerke

İdeolojik Gerçeklik

Resim
“Olay maddi bir gerçekliği” anlatırken, olgu “ideolojik gerçeklik”tir. Ayrım yapılmadan insanların kafasını karıştırmak ancak “felsefe” bilimin bilinçli öğretisi ile olur. Olguların yerleşkesini iyi bilenler nerede konuşacaklarına bilirler ki, kazançlarına eklenen kar; en iyi stratejiden geçer. İnsanlığı kaosa götürecek olan olaylara zeminler ideolojik fikirler sonucu, toplum yanlış bilgi ile doldurularak yapılır. Ayrıntının basit ve gereksiz gibi gösterilen, toplumsal felsefe anlayışı, yanıltmaca ile düşünmekten uzak tutulur. Ne anlatırsa anlatılsın, düşünme yeteneği elinden alınmış bireyler bilgiyi doğrudan kabullenirler. Bunun sonucunda düşündüklerini değil, söylenenleri yaparlar. Toplumları pasif hale getirmek için kullanılan yöntemlerin başında değişmezlik vardır ve oluşmuş olan yapının bozulması, düzenlenmesi ve hatta iyileştirilmesi mümkünsüz hale gelir. İdeolojilerin başarılı oyunudur... Düşünmeyi toplumun elinden almak için, sosyolojik açıdan toplumun iyi anlaşılmasını, da

Veli Paşa Hanı 'ndan Görüntüler

Resim
Veli Paşa Hanı, Çorum Fotoğraf Kulübü ile Fotoğraf çekimleri... Teşekkürler ÇFK... 30 Ekim 2016 Posted via Blogaway

Yazabilme İhtimali...

Resim
Virgül ile ayırarak şiir ve edebiyatı, bir kaç kitap almayi yine ihmal etmeden çıktım yola... Nereye olursa dedim. Nasıl olsa odada sıkıldığım zaman dışarıda bir kaç kişi bile olsa girmek iyi gelecek. Bir iki tanıdık çıkar, merhabalaşırız; iki kelam ederiz, diye düşündüm. Aksine içimden kimse ile de konuşmak gelmeyen bir gün. Yazmak için kendimi parçalarsamda bu gün olacak gibi değil. Olmadı da zaten. Serbest yazı, hayır! Deneme, hayır!... Rüyalarımı da not etmedim ki zorda kalınca yararlanayım. Yazamamak değil zaten mevzu, yazdığını oturtamamak... Şehrin en büyük caddesine attım kendimi. Kalabalığı fûlû bir şekilde görerek yürümeye başladım. Hani tanıdık birileri, konuşma, muhabbet? Ben iptal kalabalık içinde kulaklarımda duymuyor. Onca insana rağmen yalnız başıma yürüyorum. Bütün deyimleri seferber ettim zihnime, iğne Arsan yere düşmez, kalabalık içinde yalnızlık falan... Ahmet Ümit'in imza gününe gitmiştim. "Nasıl yazıyorsunuz? " sorusu geldi, aklıma. 2007 den bu yan

Cevaben

Resim
Çekerken hakikat çiygiyi, Düşünü bölüyorsa gelen geceyi; Su iç, ekmek zeytin bile zayi, Geçerken biz bizden eski daha iyi... Neyin ahı inlemek, varken feryad; Gönlüne koyulanı al, almasan da olur ad. Her Şirin görünene var mıdır ferhad? Hesap hesaba eklenir paha iyi... Hamallık yüklenmiş, lütuf; mana. Omzun hafif, kalbinde sızı hep ona, Cevaben doğrudur haktan yana. Kıyam-ı gönülden sür ile Ah'a iyi... Geçenler gitti, zor; huy derler. Bırakmıyorsa sarıl uy derler, Baki olanı sev, Rabbini duy derler. Onunla mekan sonsuz saha iyi.. Hasan Akbal Posted via Blogaway

Bir Gün Daha Yaşarsın

Resim
Bir gün daha yaşarsın,   Hatırlamaz o zaman aşk seni;   Çaresizliğini   Tekerlekli sandalyelerden duyarsın,   Ahlara mahkûm kalbinle   Ağlarsın.   Bir gün daha yaşarsın   Göz çukuruna kuşlar da uğramaz,   Dökülen saçlarına kısık kısık   Bakar gözlerin   Soğuk bir el dokunur   Beyaz pamukla   Kuru, çatlamış dudaklarına   Tenlerin soğukluğunda ısınır yanakların.   Bir gün daha yaşarsın;   Duymadan,   Konuşmadan,   Hasreti özleyecekler   Ağlar ağlar...   İbretle bakarlar,   Senden ve kendilerinden   haber siz.   Ve bir gün daha yaşarsın   Yaşanmamış gibi... HASAN AKBAL

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun...

Resim
Bir milletin geleceği, çocuklarına bırakacağı miras ile olur. Geçmiş sırlar ve sükûnet içinde hapsolmuş olsada, umuda engel olunamaz. Çünkü bizim Cumhuriyetimize ve demokrasimize sahip çıkan bir neslimiz var. I. Dünya Savaşı'nda, Kurtuluş Savaşı'da ve 15 Temmuz 2016'da bunu en güzel şekilde göstermiştir. Nasıl kazandığımızı unutmadıkça kaybetmeyeceğiz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.... Posted via Blogaway

Kimine Kolay, Kimine Zor

Resim
Posted via Blogaway

"YANLIŞ ANLAŞILIYORUZ!!!"

Resim
Başlık tam da bu şekilde, yanlış anlaşılıyoruz. Aslında bu bir duyurudur. Sesini duymayanlara iletmek için hazırlanmış bir el ilanının hikayesini paylaşacağım sizinle... Çorum’a taşınalı iki ay oldu. Bir akşam işten çıktım. Eve doğru giderken, Çorum gazi caddesine çıktığımda; paten kayan çocuklarla karşılaştım. Çocuk diyorum çünkü daha tanışmamıştık. Lisede okuduklarını veya üniversiteye yeni başladıklarını düşündüm ilk önce... Birisi yaklaştı, “Abi biz kötü çocuklar değiliz, bizim paten kaymamızı istemiyorlar, bizi yanlış anlıyorlar. Biz kimseye saygısızlık etmiyoruz. Bu İlanı okur musun?” deyince uzatmış olduğu bir adet A4 kağıdını aldım. Aşağıda altı çizili olan kendi düşünceleri yazıyordu. Bunu sizlerle paylaştım. Bir de sayfanın yarısında sonrasında yazılı olan Çorum yerel haberlerden birisinde, kendi haklarındaki yer alan haber yazıyordu. Okuyanlar bilir. Ben onu sizinle paylaşmadım. Bu yazıyı yazmak istememin sebebi, paten kayan veya bisiklet süren kişilerin, rahatç

MUHANNET

Resim
Aşkına verdim gönül, tuttu alkışa elleri; Dedim ki, sevda yürekte gizli bir dua gibi... Değerli sanmışım, gönülden hallerini; İhlası eksik olana gönül verilir mi? Ağzı yaygara, kalbi kinle dolu çukur, Söyleyince itirazı harika bir vakur; Sükûtu edep görünür, aklı dedikoduludur; Kalbi ile dili bir olmayana gönül verilir mi? Şairim ya hani, versem şiiri eline; Böbürlense aklınca gerine gerine, Eğer asıl olan gönülden sevmekse; Sevdayı bilmeyene gönül verilir mi? Tanıdıkça çözüldü sırrı, vah ettim, Geçer miyim sözümden devam ettim; Aşkımı da inkâr edince, eyvah ettim… Muhannet olana gönül verilir mi? HASAN AKBAL Posted via Blogaway

BİR GÜN

Bir gün arasan beni,  Gelmediğin yerde...  Ben orda değilim.  Bir gün gülersin,  Bütün yaşadıklarımıza;  Ben yokum, tatlı bir hatıra...  Bir gün hüzünlenirsin,  Sana kızdığımı sayarsın;  Küsersin,  Gelirim diye gidersin.  - Gitme!  Ben yokum...  Bir gün özlersin,  Sonra benim olmadığım yerde  Üzülürsün -belki-  Koşarsın 'ben yokum'  Bir gün bakarsın,  Islanmış ellerin  Rüyanda saçlarımı okşamışsın...  Çamurdan boyanır ellerin.  Bir gün bakarsın çamurdandır bedenim,  Olmadığın geceleri yağmur düşmüş.  Yoğurmuşsun hayallerinle,  Oysaki ellerin mezarımın üstünde...  Ben sonsuz yerdeyim...  Bir gün uyandıktan sonra,  Gün ağarmış olur,  Sen ölüm haberimi almış olursun. HASAN AKBAL

BELKİ

Belki'ler uğradı benim yoluma.  Hep korkuttu...  Yüreğim burkuldu,  Hayatın kıvrımlı yollarında.  Ruhum çilelerini çekmişken ızdırapli yaşamın,  Alnımdaki çizgilerden okumalısın.  Sağanak sağanaktı hemde,  Önce gülümsedi sonra vurdu  Yüreğimden,  Acımadı bile...  Gözlerinin güzelliğine  Tebessümüm yetmiştir derken.  Ağlamaklı halinden en son otobüse  Kaşlarım çatık bindim.  Bu yolculuk mu, belki... HASAN AKBAL

BENİ DÜŞÜN

Kalk ve idrak et sana ne söylenmişti. Gidenler gitti kalanlar düşle birleşti.  Uykular hazin bir son bulunur. Düşün ki yaşamak neyle olur. Bulma beni, bulma ey ben'i gören. Ben ne hayatım ne de hayat ören. Düşlerde yalnızlık, yaşamak için. Yaşamanın da sonu var, o da ölmek için. HASAN AKBAL

Bihaber

Şimdi bekle bekle, senden bihaber  Vakit dolmakta, geçtikçe günler  Hasret bile dayanmıyor vuslat gününe,  Biçare gönlüm sensiz derbeder... HASAN AKBAL

Benim Değil Ben Ol

Seni gören gözlerimin arayışını bil  Sana hastayım hasret değil,  Nasıl rahat yaşıyorsun bensiz ey şehr-i il  Seni arıyorum bulamıyorum  En güzel aşk türküm seni düşündükçe ağladığım ses  Seni yutarcasına çektiğim nefessin kafes kafes  O şehrin sessizliğinde dolaştım hayalden heves  Seni bulduğumu düşünüyorum, yoksun…  Âşıkların ozanların aradığı bir sevda…  Güllü, çiçekli, perili bir sevgili hasretin var ya  Bensiz olduğunu bilemiyorum yalnızlığımda  Seni gördüğümü söylüyorum fakat rüya…  En derin kuyulara bırakıyorum senin olacak günü  Tabir-i sevgiliye benzemeden gel, duy öldüğümü  Ben gittikten sonra sen ol yerimde, gerçek yerimde ben  Seni sevgili diye aramasam da gel benim kaderim ol gel… HASAN AKBAL

Gönül Duası

Resim
Mekanların ne önemi var gönlünde isem. En güzel huzur kalbindir, ömrümce sevsem. Laleler, zambaklar, güllerle evimizi süslesem... Ileride diye adını adımın yanına eklesem. Kim bilir, güzele giden yolları hayal edersem. Edilen söz dua olur, niyetimi Rabbime söylesem. Mevlam biliyor, huzuruna da seninle gitsem. HASAN AKBAL

Bizim At

Resim
İnsana yakınlığı ile dünya tarihine geçmiş, alçak gönüllülüğü ile hep var olmuş, asırlarca sessiz ama en iyi iş yapan olmuştur. Bir insanda hayvan sevgisi varsa insan sevgisi sorgulanmaz... Oysa bu güzellik nâm'a değer şekilde yücelmiştir. HASAN AKBAL

Sen Merak Etme Ülkem

Resim
Seçilecek, haklı haksızdan, Seçilecek, anası kızından, Yemekte tuz tadından... Sen merak etme Ülkem... Hakk, hakkın bilinecek, Vatan sevende baki, Seçilecek, seven sevmeyen. Sen merak etme Ülkem... Huylu huysuzundan seçilecek, Boynuzlu koyun boynuzsuzdan, Mahşerde bilineceği zaman. Sen merak etme Ülkem... Makam tahtından inecek, Şükreden muradına erecek, Vicdan burda hak orda seçilecek, Sen merak etme Ülkem.... HASAN AKBAL

Zehir

Zehir gibi damlıyor okyanus, Şiir gibi seviyorum geceyi, Yeşil gözlerime dokununca; Dudaklarının açık rengi, Biraz üşüyorum. Ve terliyorum soğuk. Ecel gibi yokluğun. Ayaklarım sana koşarken, Onca vicdana direnerek; "Seni seviyorum..." diyebiliyorum. HASAN AKBAL

Çeyrek Asır

Gecenin sessizliğinde Yükselir hafif, Tüy gibi Nisan gibi Islak ve ... Hesabı kalmış hatıralar, Tebessümü ile mutlu; Ve her geçen güne Haykıran elvedalar... Birkaç resim kalır, Birkaç hatıra -belki- Yazılanlar elbet! Okunur... Elbet sevdaya dâhil dostluklar... Küçücük ellerden sıkılırken ayrıldım yarınlara... Yarın ve yarından sonra geldi bu günler, Sıraladım yılları, sıralandı özlemler... Mahzun geçer sanırdım geceleri; Tutup ellerimden derin huzura, Dokurken bir ömrün özetine çeyrek asır..."Ağır ağır düşer günler takvimden..." Bir mevsim haykırır günü belirsiz, Billurlaşır şehrin akşamları, Islak dokunur eller yanaklara; Bakarsınız biten başlangıçtır... Çocukluk gömülür kalbin derinliklerine İhtiyar bir mezar kuşatır ömrü; Bilemezsiniz güneşin batışının nedenini... Ah! Doğum günü kutlu olan aylar; Karanlık denilen hangi aydınlıkta saklıdır... Buz gibi, karanlık içinde çıra Yanar yanar... Mahşerin nöbetine... Tutun ellerinden öksüz kalmış, Ağlayan gurbeti... [HASAN AKBAL] -

Arkadaş Sen Hakkını Helal Eyle

Gül bahçesinde değilim, nasıl gülerim? Hatırımı sordun, teşekkür ederim. Dostlar uzakta, bu devirde ben ne ederim? Arkadaş, sen hakkını helal eyle ben gideyim. Üzülme ardımdan, kurtulacaktım felekten. Birini çok sevdim selam söyle yürekten. Mezarda üzerime toprak düşsün kürekten. Arkadaş, sen hakkını helal eyle ben gideyim. Ne olur ne olmaz, sen kalacaksın dünyada, Selam söyle bizim aile ferdi, tüm dostlara; Güneş tepeden doğmadan bulunsunlar ayakta, Arkadaş, sen hakkını helal eyle ben gideyim. Ağlamayacak zaten kimse ardımdan. İstemem kimse gelmesin benim yanımdan. Zaten sevinecekler, ne üzülmesi aman. Arkadaş, sen hakkını helal et ben gideyim. Haddim değil, bu sözleri sana söylemek; Yanlış anlama sen çok yüksektesin çok yüksek. Bilirim, bu alemde yufka yüreğin sensin bir tek. Arkadaş sen hakkını helal eyle ben gideyim. Kaderime ne yazılmış, hiç bilmedim. Dün annemden helallik diledim. Derdimi senden başka kimseye söylemedim. Arkadaş, sen hakkını helal eyle ben gideyim. Al eline bu sa

CAHİL DÜZEN

Bıraktım su gibi damlamış hüzünleri, Geçerken hayalli günlerin sahilinden. Yıktık sanıyordum, cahil düzenleri; Anlamazmiş dost bile dostun halinden... HASAN AKBAL

ANLAMAKSA ŞİİRİ

Akıllara girmek gerekir,  Şiiri  Herkes anlamak istiyor...  Ve önce temiz kalın,  Tertemiz olmalı akıl,  Kinden, hasetten ayrı...  Ruhunuzu bırakın,  Ritminde oyalanmadan kalbin.  Bilip bilmeden kalbinizde  Öldürmeyin insanları...  Ve sonra elleriniz,  Kan kokuyor;  O yüzden  Çok sevilmiyor,  Yemekleriniz... HASAN AKBAL

TANIMLANAN VE TAMAMLANAN HAYATLAR

Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi kısaca AŞTİ olarak bildiğimiz yer. Bu konuda kıyaslama yapmak istemiyorum ama buraya gelenlerin bile bu şehirlerarası terminalin apayrı bir “yer” olarak gördüklerine şahit oldum. Özellikle resmi ya da dini tatillerde, hele ki tatil uzunsa burasının öyle kalabalık olduğunu görenler hayretler içerisinde anlatılması, ben daha görmeden merak edip şaşkınlık içinde kalmıştım. Bundan dolayıdır ki mümkün olduğunca burada kısa süre bulunur, gideceğim yere bir an evvel gitmek isterim. Uzun zamandır kendi memleketime giderken bilet aldığım firmanın önüne geldim. Daha selam verir vermez “Otobüsle mi, taksi ile mi; gidersin?” diye soran görevliye; “taksi” dedim. Sonra devam etti; “Sen yabancı değilsin, ben de yanıma arkadaş arıyordum. Seninle yolda konuşarak gideriz. Başka kimse yok.” Anladım ki ticari bir sebebi yok ve yanına yol arkadaşı arıyor. “olur amca” dedim. Biraz beklememi söyledi. İşlerini halledip mesaisi bitince kendi arabası ile beraber yola koyu

ANKARA

AN'A

Vakit ge- çer, zaman durur... HASAN AKBAL

AĞLA ŞİMDİ

Ağla şimdi komşu kızı ağla, Bakmadığın yüzler parladı artık; Beğenmediğin yiğit soy oldu artık, Ağla şimdi komşu kızı ağla… Benzemişler seninle; hayâ, huysuza… Ne gerek vardı, şöhretli arsızlığa? Hal böyle buyurdu, diye yaşamaya. Ağla şimdi komşu kızı ağla… Düşlerdeydin, hayalleri süsleyen; Sana değer verene güvenmeden, Solgun çiçekten faksız yaşarken; Ağla şimdi komşu kızı ağla… İnsanlık inlerde aranmakta artık, Senin için kel başlarda saç baktık; Hayallerden vazgeçtik umutlarda yaşadık, Ağla şimdi komşu kızı ağla… Bıraksaydın, o söyledi; annem beğenmedi. Keyfince ‘ben istedim’ kulağında başkaları, Bakıp düştüğün gözlere kaldın şimdi; Ağla şimdi komşu kızı ağla… Ağla komşu kızı şimdi ağla… Şeref, haysiyet, yoksunu kişisizliğe, Gözlerini boyayan; geçmişi bilinmezliğe, Ağla şimdi komşu kızı ağla… HASAN AKBAL

ACI

Yine kendine kalır Üzüntü, sevinç dediğin Dediğin gibi biraz zaman alır Unutursun, unutulur sevdiğin ........................... ...sensizliğe alışmak, Gözlerini kapattığın geceleri Zindan olur yaşamak Acı da bir teselli olur belki Susan dil, Ağlayan gönül... Ya sensen o ızdırabın nedeni O zaman bir başka acır İnsanın içi HASAN AKBAL

SEHER VAKTİ EZGİLERİ KALDIRIYORUM GEL TUT ELİMİ...

Resim
Saçlarını seher vakti yanaklarıma dokundururken Ben güzel görmeliyim dünyayı Ezgiler kaldırarak şiirden Yeni yeni sanatlar bulmalıyım, Aşkımıza yakışır şekilde. Gülümsemenle kalmalı, sevinç dolmalıyım. Bir gül varsa güzün, baharı yaşamalı yeniden; Demeli ki sana, ben anlamalıyım: “Sizin aşkınıza ve size azdır bunlar, Görülmemiş sevdayı ancak bu kadar, Sevda, ancak bu kadar güzel yaşanır …” Eğer ki hoşnut değilsen tabiatın selamına. Ne edebiyat ne de şiir sanatına, Nam salsa da adım cihana İnan ki sen iste yok sayarım -senin için- sana Dinleyeceksem türkü, duyacaksam şiir; Kapısındaysam edebiyatın kovuldum derim. En ince mana, teferruatını sende yaşarım. Sözlerini beste gibi dinler, Gözlerinin derin bakışlarında kaybolurum. Bir seher vaktinde uyanacaksak; Ellerini tutarken dudaklarımla okşarım yanaklarını. Ve böyle hayallerle ne yapıyorsun, deme! O günlerin heyecanını şimdiden yaşıyorum… Kelime dünyasını sözcük ebadından çıkararak, En zarif heceleri sana söylemek için geldim. Çünkü gözl

TAKİP ET