Yazabilme İhtimali...



Virgül ile ayırarak şiir ve edebiyatı, bir kaç kitap almayi yine ihmal etmeden çıktım yola... Nereye olursa dedim.

Nasıl olsa odada sıkıldığım zaman dışarıda bir kaç kişi bile olsa girmek iyi gelecek. Bir iki tanıdık çıkar, merhabalaşırız; iki kelam ederiz, diye düşündüm. Aksine içimden kimse ile de konuşmak gelmeyen bir gün.

Yazmak için kendimi parçalarsamda bu gün olacak gibi değil. Olmadı da zaten. Serbest yazı, hayır! Deneme, hayır!...

Rüyalarımı da not etmedim ki zorda kalınca yararlanayım. Yazamamak değil zaten mevzu, yazdığını oturtamamak...

Şehrin en büyük caddesine attım kendimi. Kalabalığı fûlû bir şekilde görerek yürümeye başladım. Hani tanıdık birileri, konuşma, muhabbet?

Ben iptal kalabalık içinde kulaklarımda duymuyor. Onca insana rağmen yalnız başıma yürüyorum. Bütün deyimleri seferber ettim zihnime, iğne Arsan yere düşmez, kalabalık içinde yalnızlık falan...

Ahmet Ümit'in imza gününe gitmiştim. "Nasıl yazıyorsunuz? " sorusu geldi, aklıma. 2007 den bu yana bayağı zaman geçmiş sonuçta. Ama bu soru sanki bana sorulmuş gibi değerlendirip cevabını bulmaya çalıştım. Buldum da aslında. Bulmak çözüm değil, uygulamaya koymak gerekir.

Bir kaç saat düşündüm. Yürüdüm. Sonra kahveyi güzel pişirdiğini düşündüğüm bir kafeye girdim. Not defterimi de çıkardım.
Önce kısa kısa notlar aldım. Ardından tanımlamalar ve yazı programım. Bir denen ile başladım. Bir kaç söz karaladim. Sosyal medyada paylaşmak için... ve dört tam öykü ile günü kapattım.

Bu süre içerisinde bir Türk Kahvesi yirmi sekiz çay içmişim. Hesabı ödemek için kalktım. Kasa ya geldiğimde pazarlamanın yalan ile ifade edildiğini düşündüğüm, güzel bir hanımefendi; ödendi, dedi. "Nasıl olur, ben kimseyi tanımıyorum. Yeni geldim dedim." Aslında üç beş sağlam dostum vardı ama öyle demek geldi içimde...

"Lise yıllarınızdanmış, size bu notu iletmemi istedi." Diyerek yapmacık gülümsemesi ile küçük bir not kağıdı uzattı.
"NOT: HESABIN ÖDENDİ. İSKİLİP'TE GÖRÜŞÜRÜZ...
İSKİLİP'Lİ..."
Kimin olduğunu defalarca sordum söylemedi.

Sinirlenerek çıktım.
Ofise geçeyim, diye düşündüm. Saat geç olmuş. Yarında tatil. Ben İskilip'e gitmeye karar verdim. Bu arada kafede bana bırakılan notu tamamen unutarak.

HASAN AKBAL

Yorumlar

TAKİP ET

Bu blogdaki popüler yayınlar

KALAN KALANA

BERRAK MAKINA'YI ZİYARET

BİR UÇURUM, SAHİL VE GÜVERTE...

Eski Sevda Şehri