Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İÇTEN DIŞTAN

Resim
Kimine gönül gül damlası, Kimine gönül kül damlası, Uzak yakın ayırmadan; İçten içe kul yanması. Huzur deniz renginde, Hüzünler kış yalnızlığı, Güle tohum kül denginde. İçten dışa gönül kanması. Şehir uzak, bahar uzak, sıla uzak; Sevince şeytan kurdu tuzak, Dua kalpten olmayınca, bak. Dıştan içe huzur sanması. Kara yollar gelmeyince hasrete, Yıllar sonra aynı sükût içimde; Bölünse de yıllar, aylar ve günlere, Dıştan dışa viran anması. HASAN AKBAL

Deyişler - 5 -

Resim

Deyişler - 6-

Resim

Unutulmaz Dün Gece

Dün gece ellerim soğuk bir akşamda ağlayan gözlerimi siliyordu. Sen kalbime gülümserken ben bu güzel şehre veda ediyordum. Özletmem kendimi, beni bul yağmurlu bir gecede. Yine öyle gül karşımda, ellerimden çay dökülsün, yanayım.... Seni nasıl söylerim kalbime nasıl derim yok, diye. Bak hala gülüyorum aslında ama sen güzel gör diye gözlerimi, Elveda demeden sakladım gülüşüme şiirleri oku, bul beni... HASAN AKBAL

Geceye Dilekçe

Resim
Eğer bir gece üşürsem, Dudaklarınla ört üstümü, Sesinle sarıl bana... Uçunca bütün gece, Sırılsıklam açılır üstüm Gündüz vakti, Dokun kalbime Gönlün yârim, Gönlüm sevda iken; Sev beni tut ellerimden... HASAN AKBAL

Geceye Dilekçe

Resim
Eğer bir gece üşürsem, Dudaklarınla ört üstümü, Sesinle sarıl bana... Uçunca bütün gece, Sırılsıklam açılır üstüm Gündüz vakti, Dokun kalbime Gönlün yârim, Gönlüm sevda iken; Sev beni tut ellerimden... HASAN AKBAL

Deyişler -5-

Gecelerini bölüyorsa düşünceler, Hep aklına geliyorsa gülüşü Sabah uyaninca ilk telefonu eline alıyorsan, Unuttum unuttum, desende Aklında, kalbin de onu taşıyorsun.. Onunla yaşıyor ve özlüyorsun demektir... HASAN AKBAL

BİR TEMMUZ AKŞAMIDIR

Resim
"Ağabeyim Mehmet AKBAL'a..." Yine bir temmuz akşamıdır.. Derin gölgelerde soluklanan Ince bir tebessüm Ve katran kokulu yeşil çayır, Nerdesin çık ortaya Unutmamışlar seni deli Muharrem. Bostanlar hindileri ve keçileri kovmuş Kireç dökülen otların dibinde Çekirgeler karıncalar bile ölmüş... Yine bir temmuz akşamıdir, Bayrama uyanmış dört adam, Gurbet saklanmış iki baba arasında Ahhh evlatlar, vefa nedir unutmasalar keşke Nerdesin deli Muharrem, Hazımsızlık sarmış çayır yani Bir temmuz akşamında Köy kokulu hasret muhabbeti Yeni modaya uymuyor diye Analar ağlamış... Şimdi tozlu kaldırımlara ıslak mendil hediye, Ve kimse bilmiyor insan derisi nerede, Akıl etmiyor kimse ne olacak, Bu kirlenmiş vicdanlar diye... Bir temmuz akşamında Bir muhabbette geçer adın; "Ah ulan deli Muharrem, Çayırları beton aldi..." HASAN AKBAL

MUHANNET

Resim
Aşkına verdim gönül, tuttu alkışa elleri; Dedim ki, sevda yürekte gizli bir dua gibi... Değerli sanmışım, gönülden hallerini; İhlası eksik olana gönül verilir mi? Ağzı yaygara, kalbi kinle dolu çukur, Söyleyince itirazı harika bir vakur; Sükûtu edep görünür, aklı dedikoduludur; Kalbi ile dili bir olmayana gönül verilir mi? Şairim ya hani, versem şiiri eline; Böbürlense aklınca gerine gerine, Eğer asıl olan gönülden sevmekse; Sevdayı bilmeyene gönül verilir mi? Tanıdıkça çözüldü sırrı, vah ettim, Geçer miyim sözümden devam ettim; Aşkımı da inkâr edince, eyvah ettim… Muhannet olana gönül verilir mi? HASAN AKBAL

YETİŞEMEYECEĞİM DAKİKALARA

Resim
Nasılsın? (sessizlik) Neden konuşmuyorsun? Yüzün asık, düşüncelisin, utanma, gözlerime bak ve ne oldu anlat bana? Ben seni iyi tanırım böyle değildin… Neşelenince kahkaha ağlar, Hüzünlenince gözyaşınla gülerdin… Ne oldu anlatır mısın? Gece yarısı uykusuz, gündüz aç kalmış… Ruhunda fırtınalar kopuyor anlaşılan. Bak bu senin sevdiğin mürekkebin, bu da çizgisiz kağıt; insanın en temiz hali kadar temiz görünüyor… Söylesene kalem, neden yazmıyorsun?          *** Kaleme bahane bulup kızmamak gerek, neden yazmıyorsun diye kağıt yeterince hazır değildir belki, kalemin dokunuşlarına… Bunu siz mi anlayacaksınız, sahi, hiç onları konuşurken duydunuz mu? Onlarda konuşuyorlar bence… İnsanın içini titretiyor, öyle bir ses ki, yanmadan önce bir kibritin tutuşma hali gibi, iki taşın birbirine dokununca çıkan koku gibi, ağlama sesi, sessiz suskunluk gibi… gibi gibi daha ne gibiler var… Asıl benim için üzücü olansa, kalemle kağıt konuşurken kendi dilini konuşmuyorlar. Kimin elindelerse onun sesi soluğu

Deyişler -4-

Resim
Kalbi kırılır insanın, Canı yanar. Üzülür de... Yalnız hayallerini kırarsız, Umudunu elinden alırsanız, Hesabını veremezsiniz... HASAN AKBAL HASAN AKBAL

Deyişler -3-

Resim
Kalbimde saplı bıçak, Gülsen iyi, üzülsen kanayacak... HASAN AKBAL HASAN AKBAL

Deyişler -2-

Resim
Fakir edebiyatı yapıp çayın deminden şikayet edenler. Her ne kadar gülseniz de birilerinin yüküne, kalbinizde bir kalbi taşıyamayacak kadar aciz ve acınacak hallerinize yine merhamet yüklü güzel çocuklar koşar yarınlara... HASAN AKBAL HASAN AKBAL

Deyişler -1-

Resim
Suskunluğumda sevdim sanma. Konuşursam kırılır kalbin. Oysa beni düşünen sözlerin sahtedir, anlamadı sanma. Hüzne davetli hissettiğin, yalnızlığa isyanken bir ben bilirim seni. Sokaklar karanlık... Uçsuz yürüyüş içinden geçerken öyle bir gün gelir ki... O gün sevecek diye aldanma... [HASAN AKBAL] HASAN AKBAL

AĞUSTOS SOĞUĞU

Resim
Sen diye başlayan cümleler... Içi titrek, ılıman bir bahar, Çöle yakın bütün güzellikleri, Filizlensin diyeceğim ama.. Bir başına su bardağı, Kanyonlar kadar ağır ve zor. Taş geçer insana ve insan, Pamuk kadar huzur dolu, Insanlığa anlam katan Ağustos güneşinin soğuğu Sıcak kalır, çünkü gidenler söyledi; Yaşamak bir imtihan hali, Geçen vakitlerin hesabı ilme Kelime kelime ödendi... Söz verildi. Ateş yakılırken, Çöle yanmayan tahta Cehenneme odun edildi. Şimdi, sevmek hangi manaya kaldı. Bak şimdi bak, nasıl haklı. Kendi söylediği yalana inandı. Oysa şaka bile yalan değildi. Şimdi hangi sevda daha güzel Demeden önce seçeceğin aşk Fiyatını belirler; su ve çöl altından... Sen, biten ifadedir toprak toprak... Ya... bilinse şimdi kuşların kanatları Al boyanır sabahları, fırçasız. Senden sonra hangi mevsim, Senden sonra hani sevdim. Senden sonra bilseler sevda ağlar Içimde kurur derin yara... Yudum yudum bitmez hasret, Kor gönlüne ağlar mi haziran? Gel gidelim iklimlere serin yerinden Bizdek

HATIRLA

R. C.’ye… Hatırla satılara dokunan gözlerini, Unutmak istediğini değil, sevebilme ihtimalini… Yıkık kaşının altında yatan çocuk kalbini… Ellerin, o güzel ellerin dokunurken, Satır satır doğranır içim; Piyanonun tuşlarında… Hatırla, bir akşamüstü hüzün yağardı bulutlardan… Bardakta kaynamış kanın derin soğukluğu, Döküldü gırtlağımın kuru yanına… Serin gölgeler aradım kar altında, İzi belli olmasın diye ayaklarımın; Senin kalbini sürükledim ardımdan, Saygı ile selamlıyorum, kusura bakma. Her şeyin anlamsızlaştığı kış mevsiminde, Derinden seslenir; yüz yıl kadar öncesi… Mumlar yanar, lavlanır; insanım içimdeki, Ateşten döktüğüm küllere baksan şimdi, Unutulur mu, elde mi; hatırlamamak ne kelime? [HASAN AKBAL] – [05.05.15]

BİR MEVSİM BAŞLAR

Resim
Bir mevsim başlar ki,  neşe ekler insanın neşesine. Kolay olmayan vakitlerden sonra kaç hüzün kalmıştır geriye... Mevsim ilkbahar ve ay nisan... huzurlu günler unutulmazmış. Kalbin derinliklerinde hatırlamak en güzel duygu. Şimdi diyorum ki, daha yeni başlıyoruz,  biten ve başlayan bütüne... Unutulmayan ihaneti yazarak tarihin 2010'lu yıllarına herşeyin hesabını biriktirip güzel bir "son" eklemek gerek. Bir mevsim başlar ki gülüşümde düşmamın kalbini incitir, dostumu sevindirir. Onlar kim kalpleri karar versin. Vicdanları kanaat getirsin. Ben güzel insanlarla gülmeye devam ederken, yalanın kalbini kırarım... Bir mevsim başlar şimdi. Ay nisan. Ve yıllara şahitlik edecek bu yaşam. Kimi toprak kimi çiçek günlü ile hep seven ve sevinçli günlere... Ben gülerken incinenler kusura bakmayın gülüşümde menfaat yok. Ihanet yok. Hüzün yok. Içim dışım bir. Başlayan mevsimi sevinçle tamamlamak huzurun hayalidir. Kalbinde kin olandan uzak bir mevsim diliyorum... ve nice yıllara. Ben nis

ÇEYREK ASIR

Resim
Gecenin sessizliğinde Yükselir hafif, Tüy gibi Nisan gibi Islak ve … Hesabı kalmış hatıralar, Tebessümü ile mutlu; Ve her geçen güne Haykıran elvedalar… Birkaç resim kalır, Birkaç hatıra -belki- Yazılanlar elbet! Okunur… Elbet sevdaya dâhil dostluklar… Küçücük ellerden sıkılırken ayrıldım yarınlara… Yarın ve yarından sonra geldi bu günler, Sıraladım yılları, sıralandı özlemler… Mahzun geçer sanırdım geceleri; Tutup ellerimden derin huzura, Dokurken bir ömrün özetine çeyrek asır… “Ağır ağır düşer günler takvimden…” Bir mevsim haykırır günü belirsiz, Billurlaşır şehrin akşamları, Islak dokunur eller yanaklara; Bakarsınız biten başlangıçtır… Çocukluk gömülür kalbin derinliklerine İhtiyar bir mezar kuşatır ömrü; Bilemezsiniz güneşin batışının nedenini… Ah! Doğum günü kutlu olan aylar; Karanlık denilen hangi aydınlıkta saklıdır… Buz gibi, karanlık içinde çıra Yanar yanar… Mahşerin nöbetine… Tutun ellerinden öksüz kalmış, Ağlayan gurbeti… [HASAN AKBAL] – [16.04.2015]

UMUDUN ÖLÜMÜ

Resim
Bazı umutlar gibi Yazılmayı bekleyen Kelimeler vardır. Saklanmıştır -belki- Yapmacık gülümsemelerin ardına. Okununca o şiir; Titrer insan Üşüdüğünden değil Öldürüldüğündendir. Kağıda; Kefene sarılır gibi sarılır şair. Sevmeyi bildiği için Yumrukları şiirdir, Ve vurur. Hep bekler ki, Bu sesi duysun sevgili... Ne çare; Yüreğinde öldürmüştür Ve ölmüştür aşkı ile...   [ HASAN AKBAL ]

KİRLİ GÖZLER

Resim

KALPLERİMİZ YAN YANA

Resim
Şehrin geceleri yağmurlu,  Seninle hüzne davet edilmeyenlerdeniz biz.  Toplanınca avuçlarımız yan yana;  En çok mutluluğumuzu koyarız soframıza…  Bir düş böleriz ortaya,  Yaşanmış kadar seviniriz mutlulukla…  Kim demiş, sevdada ölen aşklar vardır diye?  Bizim kalbimiz yan yana atar, hayatımızın her yerinde.  Kalplerimiz yan yana,  Huzur, mutluluk, sevgi ve aşk dâhil.  Küçük ailenin büyük hayat öyküsü,  Sağanak sağanak hayaller söyler türkümüzü [HASAN AKBAL]

ANKARA

Resim
Resim
Ben seni düşünürüm, sen benim başkasını düşündüğümü... HASAN AKBAL

SUS

Resim

DE BAKALIM!

Şimdi orada doğan güneş, Bana gündüzü getirecek; Huzurumu bozan güneş, 'Seni' gördüm diyecek... De bakalım; seni benim gözümle gören Bu günden nasıl nefret etmeyeyim? [ HASAN AKBAL ]

UNUTMAK YOK

Sanma ki;  Vazgeçti,  Bıraktı gitti,  Unuttu,  Tanımaz beni artık.  Gözümden düşeni . Hasretinin ızdırabı  Unutursa da, aşkı...  ''Kim görmüş  Mecnun'un Leyla'yI  Bıraktığını?" HASAN AKBAL

AKŞAM OLUNCA

Resim
Akşam olunca  Kirpiklerinden sızar o, tatlı masum rüzgar.  Kelimelerin hecelerinde saklanır,  Dokunulmamış karışık duygu. Büsbütün leylaklar açar nisanda.  Özlenmiş eylül akşamlarının sevincidir,  Tatlı bir tebessüm. Sevgiler filizlenir İlkbahar ve sonbahar bir olunca. Akşam olunca anlar insan, Kurulan hayallerin güzelliğini bir tek nisanda... HASAN AKBAL
Resim
Şairi şiirden, şiiri şairden büyüttün; Putlarını kır şairim, kendinde şiiri unuttun... HASAN AKBAL
Aşk ile seçtim bütün şiirleri, Şairleri geçtim âşık ile... Aşklardan geçtim, aşk içeli; Şairleri seçtim aşk ile şiirleri... HASAN AKBAL
Eksik anlatılmş yalan Bütün gözyaşları seni  hatırlatıyor Dilin masum oluşu kadar,  Aklından  çıkmayan hainliklerle Hırsız, uzayan namus meselesi... HASAN AKBAL
Senden habersiz geçip karşına Sayfalara doldurduğum şiirleri Anla diye bendeki sevdayı da Okumak geliyor içimden. ... HASAN AKBAL
Ben seni güzelliğe yazdığın şiirlerle tanıdım, Ara ara mısralarda hüzün kokan; Ve sonra uzunca hatıra olan aşka ümitlenişin, Şiir oluşunu... HASAN AKBAL
Duyulmuyor bunca Kalabalığa rağmen sesin,  Kalbinden söyle  Huzur bulsun içim... Ve en güzel gülüşün; Bir başka huzur içim... HASAN AKBAL
Sen içerdesin diye Dışarda ağlamış bulutlar. ... Islanmiş şehrin göz çukuru.  Yarın ki güneşe haber saldim.  Karadir diye vakitler Bir huzurdan Bir de türküden aldım... Dedim ki, bulanık kalmasın anlatılanlar...  HASAN AKBAL
Kağıdın kuru yanı tozlu masa, Süslü mektup, unutulmaz anı; Öldü sanmayın, uykudan yana. Kimbilir, zor olan hesabı kitabı? HASAN AKBAL

HUZURUNA GELİRKEN

Ağlar gözüm gönlüm ilahi sen diye. Bırakıp her şeyi huzuruna gelince. Elimde güller olsun, güller getireyim. Ne zaman gelirsem onunla geleyim… Şahidim huzurumda duam olsun. Aklım dünyalık değil ahretlik olsun Bir ayrılık olsa bile ölümle dünyaya olsun Ne zaman gelirsem onunla geleyim… Kudretin yeter sonsuzluk sende, Sevgiyi senden bildik, kulunu öyle sevdim. Ebediyen seveyim, üzülmesin üzmeyeyim… Ne zaman olursa onunla geleyim. [HASAN AKBAL]
Alnı alnına denk geliyor soruşun. Bilmek kolay aslında, sessiz İçinde kalmış hatırayı unutup Her şey "sen" diyesim var. En güzeli"sevmek" gibi.. HASAN AKBAL

BİR VAKİT

Resim
Bir Vakit düşersin Gözlerimin çukurundan artık Yalnızlık çağının yabancısı, hiç Sığar mı; bir kaç harfe ve bir avuç  Yaraya, Anlam; Katmak? Ayrılık Saatlerine dokunan Canlar içinde elvedalar Sür içinde gider yolculuklar... Bir Ayrılık Bir anlam Ve bir vakte katılmak... HASAN AKBAL

CEVABEN

Resim
Çekerken hakikat çiygiyi, Düşünü bölüyorsa gelen geceyi; Su iç, ekmek zeytin bile zayi, Geçerken biz bizden eski daha iyi... Neyin ahı inlemek,varken feryad Gönlüne koyulanı al,almasan da olur ad. Her Şirin görünene var mıdır ferhad? Hesap hesaba eklenir paha iyi... Hamallık yüklenmiş, lütuf; mana. Omzun hafif, kalbinde sızı hep ona, Cevaben doğrudur haktan yana. Kıyam-ı gönülden sür ile Ah'a iyi... Geçenler gitti, zor; huy derler. Bırakmıyorsa sarıl uy derler, Baki olanı sev, Rabbini duy derler. Onunla mekan sonsuz saha iyi.. HASAN AKBAL

KALBE SESLENİŞ

Ey geceye sorulan manaların ötesi, Egosu tavan yapmış, vefa eleştirisi;  Hiç ağlayan göze merhem oldu mu Kızıl bir akşam güneşinin gölgesi? Sızı kalpte, gülüşün faydası yok. Beklenen gelmeyince isyan niye? Belki aşkının sevdana kalbi tok, Hıçkıran gözlerinin yaşından kime ne? HASAN AKBAL  

BİLİYORUM

Biliyorum, şiirler uzunca ve çok şair var. Bir satır bile geçmeden okunmasa Ve yaşananlar bu kadar gerçek olmasa  Sevilir miydi dizeler... Biliyorum, usanmadan yazabilirsin sende... Bakabilirsin saatlerce geçmiş acıların içinde bize, Durmadan melodi olan sesini duymak usandırmaz  Ve bilir misin yazılan her şiir okunur elbet... HASAN AKBAL

SADECE SEN SEVİYORSUN

Resim

İDEOLOJİK GERÇEKLİK

Resim
“Olay maddi bir gerçekliği” anlatırken, olgu “ideolojik gerçeklik”tir. Ayrım yapılmadan insanların kafasını karıştırmak ancak “felsefe” bilimin bilinçli öğretisi ile olur. Olguların yerleşkesini iyi bilenler nerede konuşacaklarına bilirler ki, kazançlarına eklenen kar; en iyi stratejiden geçer. İnsanlığı kaosa götürecek olan olaylara zeminler ideolojik fikirler sonucu, toplum yanlış bilgi ile doldurularak yapılır. Ayrıntının basit ve gereksiz gibi gösterilen, toplumsal felsefe anlayışı, yanıltmaca ile düşünmekten uzak tutulur. Ne anlatırsa anlatılsın, düşünme yeteneği elinden alınmış bireyler bilgiyi doğrudan kabullenirler. Bunun sonucunda düşündüklerini değil, söylenenleri yaparlar. Toplumları pasif hale getirmek için kullanılan yöntemlerin başında değişmezlik vardır ve oluşmuş olan yapının bozulması, düzenlenmesi ve hatta iyileştirilmesi mümkünsüz hale gelir. İdeolojilerin başarılı oyunudur... Düşünmeyi toplumun elinden almak için, sosyolojik açıdan toplumun iyi anlaşılması

TAKİP ET