ÇEYREK ASIR



Gecenin sessizliğinde
Yükselir hafif,
Tüy gibi
Nisan gibi
Islak ve …

Hesabı kalmış hatıralar,
Tebessümü ile mutlu;
Ve her geçen güne
Haykıran elvedalar…

Birkaç resim kalır,
Birkaç hatıra -belki-
Yazılanlar elbet! Okunur…

Elbet sevdaya dâhil dostluklar…

Küçücük ellerden sıkılırken ayrıldım yarınlara…
Yarın ve yarından sonra geldi bu günler,
Sıraladım yılları, sıralandı özlemler…
Mahzun geçer sanırdım geceleri;
Tutup ellerimden derin huzura,
Dokurken bir ömrün özetine çeyrek asır…

“Ağır ağır düşer günler takvimden…”
Bir mevsim haykırır günü belirsiz,
Billurlaşır şehrin akşamları,
Islak dokunur eller yanaklara;
Bakarsınız biten başlangıçtır…

Çocukluk gömülür kalbin derinliklerine
İhtiyar bir mezar kuşatır ömrü;
Bilemezsiniz güneşin batışının nedenini…
Ah! Doğum günü kutlu olan aylar;
Karanlık denilen hangi aydınlıkta saklıdır…

Buz gibi, karanlık içinde çıra
Yanar yanar… Mahşerin nöbetine…
Tutun ellerinden öksüz kalmış,
Ağlayan gurbeti…

[HASAN AKBAL] – [16.04.2015]


Yorumlar

TAKİP ET

Bu blogdaki popüler yayınlar

KALAN KALANA

BERRAK MAKINA'YI ZİYARET

BİR UÇURUM, SAHİL VE GÜVERTE...

Eski Sevda Şehri