"PEYGAMBER POSTU"

Doğduğum ev...

Daha 4-5 yaşlarımdayım.

Hatırladığım ilk köpeğimiz ve kapımızın önünde bağlı. Yoldan geçenlere zarar vermesin diye de rahmetli dedem, köpeği kısaca bir zincir ile kapımızın önüne bağladı. Gelen geçene havlardı ama kimseyi ısırmadı. Siyah beyaz benekleri olan köpeğimizin adi tenlerinden dolayı olsa gerek "Alaş" adını vermiştik.

Dedemin büyük kardeşi -abisi demeye dilim varmıyor- kapının önünden geçerken inadına köpeği kızdıracak hareketlerde bulunurdur.

Bir elindeki asasını diğeri eline alırken yani değiştirirken o arada Alaş'a vururdur. Alaş'ın gözleri onun bu hareketlerinden dolayı kör oldu.

Belli bir süre sonrasında kavga gürültünün eksik olmadığı mahallede sık sık gelen jandarmalar yine mahalleye geldi. Dedemin büyük kardeşinin ortanca oğlu hem Alaş'dan hem de bizi oraya bağlamış olmamızdan dolayı şikayetçi oldu. Kulübesine saklanmış olan Alaş'ı, dedem tutup Jandarmanın yanına getirdi.

"Komutan, bu buraya kadar geliyor. Kimseyi de ısırmaz. Köy yerinde köpek gelen giden hırsıza havlar bu sebepten sizde bilirsiniz ki gereklidir. Bekçilik yapar."

Alaş, komutanın yanında durdu ve ayağındaki botları koklayıp kendisini sevdirdi.

Normal zamanlarda yeri göğü inleten sesi o anda masum ve sevecen bir hal almış. Sakince jandarmalar ile oyna bile dalmıştı.

Bu durumu merak ettim. Dedeme sorduğumda ise aldığım cevap gayet açık ve netti.

"Oğlum, asker postu peygamber postudur. Peygamber kıyafetidir. Vatanın içinde asayişi sağlayan ve dışarda düşmanlara karşı toprakları koruyan o mukaddes kıyafete köpekler havlamaz."

Insanın insana saygısından geçtim. Hayvanın insana olan saygısından bahsediyorum. Üzerindeki kıyafeti ile huzur içince olduğumuz insanlara yani askerlere emanet ettiğimiz güvenliğimizden bahsediyorum.

Ulusal güvenlik kamusal bir hizmettir ve ülke içinde yaşayan herkes yararlanır. Kişi vatandaşlık görevini yerine getirsin veya getirmesin devlet tarafından bu hizmet sunulur. En azından bizim ülkemizde genel tanımın dışında bu şekilde.

Lakin bazı kişilerin dilinde inkâr, kalplerinde ise ihanet var. Saygıları yok. Hakaretleri ise ağır ve çok. Kapımızda bir zamanlar bağlı olan Alaş kadar bile değer vermiyorlar. Hoş onlardan bu saygı beklenmiyor ama başkalarının menfaatine faydalı olmak yerine askerimize polisimize birazcık saygili olmaları gerekir. Sonuçta başları sıkışınca ilk sığındıkları yer orası oluyor.

Bu sebepten Askere veya polise hakaret edip kirli olanlar yapanlara fırsat vermeyelim. Hemde Zeytin Dali Harekatı olurken, içeride olabilecek huzursuzlukların planlarını fırsatlı bur şekilde yapmaya başlamış olabilirler. Bunj söylememin nedeni, sokağa çıktığım zaman abuk subuk yorumlar ile karşılaşmamdan dolayı ifade ediyorum.

Çünkü vatanımıza ve milletimize ihanet içinde olanlar bir köpek kadar bile değerli değiller ama yaptıkları çoğu zaman sinir bozucu oluyor.

Hele hele dedemin ifadesi ile mukaddes kıyafeti giyen asker ve polisimiz o söylenenleri hak etmiyorlar.

Allah ordumuzun yâr ve yardımcısı olsun... Amin.

HASAN AKBAL

Yorumlar

TAKİP ET

Bu blogdaki popüler yayınlar

KALAN KALANA

BERRAK MAKINA'YI ZİYARET

BİR UÇURUM, SAHİL VE GÜVERTE...

Eski Sevda Şehri